Uluslararası Radikalizm Gözlemevi
+905534025560info@urad.com.tr06560, Söğütözü Cad. No:43 Ankara, Turkiye
a. Haniye’nin Kaderi
Hamas lideri İsmail Haniye, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın göreve başlama yemin töreni için bulunduğu Tahran’da Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) bağlı bir misafirhanede öldürüldü. DMO’ya bağlı Tesnim Haber Ajansı, Haniye’nin ‘bir hava füzesiyle vurulduktan sonra gece saat 02:00’de öldürüldüğünü’ duyurdu. DMO’ya bağlı Fars Haber Ajansı da, kısmen diğer yerel medya gibi, Haniye’nin savaş gazilerine ait bir binada kaldığını ve gece saat 02:00’de “havadan güdümlü bir merminin” yapıya çarptığını bildirdi.
Şayet bu iddia doğruysa, seçilen mühimmatın oldukça özel olduğunu söylemeliyim zira alt katta enkazla birlikte ciddi bir patlama hasarı gözlemlenmiyor. Mühimmatın patlayıcı etkisi oda ile sınırlı kalmış ve ikinci kat penceresinden düz bir açıyla içeri girmiş gibi gözüküyor. İstihbarat analistleri bu görüntülere dayanarak bir cruise füzesi veya yakınlardan fırlatılan kısa menzilli bir füze ile vurulmuş olması ihtimallerine dikkatleri çekiyor.[1] Burada dikkat çekici olan evin dışında binada neredeyse hiçbir hasarın gözükmemesidir. Bu durum bize, Zevahiri’nin öldürülmesinde kullanılan operasyonu anımsattı.
b. Zevahiri’yi Ödüren R9X
Zira Haniye’nin kaderi, el-Kaide Lideri Eyman Zevahiri’nin öldürülmesine çok benziyor. Öyle ki ikisi de 31 Temmuz günü kaldıkları evde bir füze atışı ile öldürüldüler. El Kaide lideri Zevahiri, 31 Temmuz 2022'de ABD'nin Kabil'deki insansız hava aracı saldırısında öldürülmüştü.
İsrail, 9 ay boyunca Hamas liderlerini öldürmeyi başaramadı ancak Tahran'da İsmail Haniye, Devrim Muhafızları binasında öldürüldü. Hatırlanacağı gibi Eymen ez Zevahiri de, barış anlaşmalarından sonra Amerikalılar tarafından Taliban koruması altındayken öldürülmüştü. Görüldüğü gibi Zevahiri’nin kaldığı evin katının dışında da çok büyük bir hasar oluşmamıştı. ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'na (CIA) ait bir insansız hava aracından ateşlendiği belirtilen iki adet Hellfire füzesi (Cehennem Ateşi), el Kaide lideri Eymen el Zevahiri'yi Kabil'de öldürürken, hedefin dışında şaşırtıcı derecede az hasara neden olmuştu. Kullanılan mühimmatın "bıçak bombası" ya da "uçan Ginsu" gibi çeşitli takma isimlerle anılan, Hellfire R9X olduğunu belirtilmişti.
Hamas lideri Haniye’nin nasıl öldürüldüğü konusundaki sır perdesi uzun süre aralanmayacaktır. Fakat birçok açıdan Eymen ez-Zevahiri’nin öldürülmesine benzediğini söylemek yanlış olmayacaktır. Her iki evin hasarı ve mühimmatın verdiği zarar dikkate alındığında ikisi de birbirine oldukça benzer özellikler taşıyor diyebiliriz. Saldırı tarzı ve evin resimleri aynı mühimmatın kullanıldığını çağrıştırıyor. Fakat ne İsrail ne de İran Haniye’nin nasıl öldürüldüğünü tüm çıplaklığı ile açıklamadı ve sanırım uzun süre açıklamayacaklarda.
c. Zevahiri ve Haniye’nin Kaderi
Aslında el Kaide de uzun zamandır Eymen ez-Zevahiri’nin resmi olarak öldürüldüğünü onaylamaktan kaçınmıştı. El Kaide lideri Eymen El Zevahiri'nin Ölümü Tahrik-i-Taliban Pakistan (TTP) Bağlantılı bir Kanal Tarafından oldukça geç bir zamanda onaylandı. TTP'ye bağlı El Fajar kanalı, son haftalık gazetesinde eski El Kaide lideri Eymen El Zevahiri'nin bir mesajını yayınladı. Gazete Eymen El-Zevahiri'nin adının yanında "Allah kabul etsin" yazarak dolaylı da olsa ölümünü duyurmuş oldu.
Peki el Kaide lideri nasıl öldürülmüştü? Zevahiri'nin ölümü konusundaki sır perdesini Akhbar al Aan gazetesinde Jenan Moussa ve Harald Doornbos yazıları araladı.[2] Yazıda Zevahiri'nin Kabil'e genç bir Taliban istihbarat yetkilisi tarafından Taliban'ın haberi olmadan kaçırıldığı iddia ediliyor. Genç Taliban yetkilisi, hasta olan Zevahiri'yi önce İstihbarat Genel Müdürlüğü'ne ait güvenli bir evde sakladı. Daha sonra Zevahiri ikinci bir yere taşındı. Zevahiri'nin varlığı Kabil'deki Taliban istihbaratı tarafından daha sonra keşfedildi.
Taliban İçişleri Bakanı Sirajeddin Hakani gece uyandı ve Zevahiri'nin Kabil'de olduğu bilgisini aldı. Şaşkına dönen Hakani daha sonra hasta Zevahiri'yi gizlice üçüncü güvenli bir yere taşımaya karar verdi. Burada 31/7/22 tarihinde ise ABD'nin saldırısında öldürüldü. Anlaşılan o ki Haniye de Zevahiri de güvende olduğuna inandıkları bir anda bir ihanetle karşılaştılar. Zira Zevahiri’nin öldürülmesine ilişkin hazırlanan Talibanın soruşturma raporuna göre, Zevahiri'nin öldürüldüğü evin yatak odasında ve mutfağında çok sayıda gizli kamera bulundu.
Pakistan'dan Güney Afganistan'a ve oradan da Kabil'e yaptığı gizli seyahatlerde Zevahiri'ye El Kaide'nin üst düzey isimlerinden Hamza el Ghamdi eşlik ediyordu. Al Ghamdi, Güney ve Doğu Afganistan'da ve Pakistan'ın aşiret kuşağında El Kaide işlerini yürütüyordu. Aslen Suudi Arabistanlı olan Al Ghamdi, bu bölgelerin yerel dili olan Peştucayı akıcı bir şekilde konuşuyor. Bu yılın haziran ayında Al Ghamdi, ABD tarafından terör listesine alındı. Başına 5 milyon dolarlık ödül konuldu.
Zevahiri'nin Kabil'de bulunup öldürülmesi Taliban için son derece acı verici ve utanç verici oldu. Sanırım Haniye’nin öldürülmesi de İran için aynı biçimde utanç verici olmuştur.
ABD ile 2020 yılında imzalanan Doha anlaşmasında Taliban, Amerika'nın Afganistan'dan çekilmesi karşılığında Batı karşıtı terör gruplarının Afganistan'ı güvenli bir liman olarak kullanmasına izin vermeyi durdurmayı kabul etmişti.
Ancak Taliban'ın Afganistan'ı ele geçirmesinden henüz bir yıl sonra, ABD'nin terörist listesindeki en çok aranan adam ve 11 Eylül'ün baş şüphelilerinden biri olan Zevahiri'nin, Taliban kontrolündeki Kabil'in ortasında saklandığı ortaya çıktı. Amerikalıların Doha anlaşmasının böyle bir ihlaline tolerans göstermeyeceğinden endişelenen Taliban, Zevahiri'nin Kabil'deki varlığını ve ölümünü alenen inkâr etmeyi seçti. Bu sürede Taliban, El Kaide'nin Zevahiri'nin ölümünü teyit etmesinden ve yeni El Kaide şefinin adını duyurmasından korkuyordu. Yazıda yer alan iddialara göre Zevahiri'nin öldürülmesinden kısa bir süre sonra Taliban, uzun yıllardır İran'da yaşayan üst düzey El Kaide lideri Saif el Adel'e mesaj içeren bir kurye gönderdi. Taliban, Seyf el Adel'e gönderdiği mesajda ondan Zevahiri'nin ölümünü kamuoyuna duyurmamasını ve Zevahiri'nin halefinin açıklanmasını beklemesini istedi.
Taliban mesajı aynı zamanda Seyf el Adl'a, 2001'de Taliban'ı deviren şeyin Usame bin Ladin'in Afganistan'daki varlığı olduğunu da açıkça ifade ediyordu. Ve Taliban'ın, bu kez Zevahiri'nin varlığı ve ölümü nedeniyle başka bir çöküşe hazır olmadığı da belirtiliyordu. Mesajda Taliban’ın geçmişte Usame bin Laidn için nasıl büyük bir fedakarlığa katlandığı hatırlatılıyor ve şimdi El Kaide’nin Taliban için bir süre beklemesi isteniyordu. İran'dan Seyf el-Adel'in Taliban'a cevabı net oldu Taliban’ın endişelerini anladığını söyledi.
Taliban'ın Zevahiri davasına ilişkin iç raporuna göre Taliban, Zevahiri'nin ölümünden sonra yaklaşık 200 kişiyi tutukladı. Çoğu daha sonra serbest bırakıldı. Tutuklananlar arasında Zevahiri'yi Kabil'e getiren genç Taliban istihbarat görevlisi de vardı. İki yıl hapis yattı ve yakın zamanda serbest bırakıldı ve Pakistan'a taşındı.
Görüldüğü gibi Zevahiri’nin ölümü de aslında içerden bir sızıntı olduğunu gösteriyordu. Ama bu tam olarak ispatlanamadı. Kanaatime göre Haniye’nin öldürülmesi de içerden bir sızma olmadan mümkün gözükmüyor. Ama bu da kesinlikle ispatlanmayacak bir iddia olarak kalmaya devam edecek. Sonuçta hem Haniye hem Zevahiri aynı tarihte aynı biçimde öldürülerek aynı kaderi paylaştılar ve her ikisi de en güvendikleri yerlerde vuruldular.
__________________________________________________________________________________________
Referanslar:
2) Jenan Moussa ve Harald Doornbos'ın Akhbar al Aan Gazetesi'ndeki yazıları
Prof. Dr.
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden mezun oldu. 2001 yılında Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kelam Anabilim dalında doktorasını tamamladı. 2002-2003 yılları arasında Kırgızistan OŞ Devlet Üniversitesi’nde çalıştı. 2009 yılında doçent oldu. 2014 Yılında Hitit Üniversitesi Kelam ABD Profesör olarak ... [Profili gör]
Özcan Güngör
02/12/2024
Hilmi Demir
01/12/2024
Hilmi Demir
08/11/2024
Özcan Güngör
27/09/2024
Hilmi Demir
25/09/2024