Uluslararası Radikalizm Gözlemevi
+905534025560info@urad.com.tr06560, Söğütözü Cad. No:43 Ankara, Turkiye
Giriş
Radikalleşme, aşırılık, köklere keskin geri dönüş gibi anlamlar içermekle birlikte günümüzde sosyolojik planda toplumsal marjinallerle sınırlı olmaktan çıkmış, geniş bir sosyal ve ekonomik kesimi etkileyen bir olgu haline gelmiştir. Özellikle gençlerin kimlik arayışı ve sosyal dışlanma süreçleri, onların pek çoğunu radikal ideolojilere karşı savunmasız bırakmıştır. Dünyanın pek çok yerinde aşırı sağ ve karmaşık kişi ve gruplar üzerinden radikalleşen gençlerin ortak bir sosyolojik geçmişe sahip olduğu gözlemlenmiştir. Türkiye’’de de Eskişehir’’de yaşanan örnekteki cani Arda K. gibi benzer bir eğilimde, özellikle 13-18 yaş arası öğrencilerin, ırkçı ve öteki olarak gördüğü herkesi ama bilhassa göçmenleri düşmanlaştıran aşırı sağ ve bölücü ideolojilere yöneldiği şeklinde görülmektedir. Çok ciddiye alınması gereken bu sorun, okullarda radikalleşmenin tedirgin edici bir boyuta ulaşma riskini ve ulusal bir sorun haline dönüşme aşamasını ve bununla ilgili alınabilecek ivedi tedbirlerin aciliyetini gündeme getirmiştir.
Liselerde Radikalleşme
Türkiye’’deki liselerde radikalleşme, gençlerin kimlik arayışları, sosyal dışlanma ve ekonomik eşitsizlikler gibi faktörlerle sıkı bir ilişki içerisindedir (Çakır vd., 2017). Düşük sosyoekonomik statüye sahip öğrenciler, ailelerinin dezavantajlı geçmişleri ve yaşadıkları ekonomik sıkıntılar nedeniyle radikal gruplara yönelmeye daha yatkındır. Akademik başarıları düşük olan ve okulda uyum sorunu yaşayan öğrenciler de bu başarısızlık ve motivasyon eksikliği sonucunda radikalleşme riski altındadır. Ayrıca, sosyal dışlanma ve akran grupları tarafından yalnız bırakılma, gençlerin radikal ideolojilere karşı savunmasız kalmasına yol açabilir. Düşük öz-saygı, depresyon ve stres gibi psikolojik sorunlar yaşayan öğrenciler de benzer şekilde radikalleşmeye daha açık hale gelebilir (Ünver, 2022; Çakır vd., 2017). Radikal gruplar, bu gençlere kendilerini değerli hissedebilecekleri bir statü ve aidiyet sunarak, onların toplumsal hayatta karşılaştıkları eksiklikleri telafi etmelerine olanak sağlama iddiasıyla ve aldatmasıyla insan kazanmaktadırlar (Arkan & İrez, 2021; Ünver, 2022; Gürdoğan Bayır, 2019; Kaya, 2020).
Radikalleşmenin göstergeleri
Bazı AB ülkelerinde, okullara radikalleşme vakalarını bildirme zorunluluğu getirilmiştir. Radikalleşmeyi anlamak için net işaretler yoktur, ancak diyalog ve anlayış, bu süreçte kritik rol oynar. Radikalleşme süreçleri, bireylerin sosyal, tutumsal ve davranışsal düzeyde belirgin değişiklikler göstermesiyle kendini belli eder. Sosyal ilişkilerde, gençler daha çeşitli arkadaş gruplarından daha kapalı, homojen gruplara kayabilir ve aileden uzaklaşma eğilimi gösterebilirler. Tutum ve inanç düzeyinde ise, otoritelere karşı daha eleştirel hale gelme, komplo teorilerine yönelme ve kendini marjinalleştirilmiş hissetme gibi eğilimler ortaya çıkabilir. Ayrıca, bireyin dış görünüşünde ani değişiklikler, önceki ilgi alanlarına olan ilgisizlik ve gizlilik artışı da radikalleşmenin işaretleri arasında sayılabilir. Çevrim içi platformlarda radikal içeriklerle daha fazla zaman geçirme, çevrim içi kimliği değiştirme ve aşırılıkçı gruplara katılma girişimleri de bu sürecin göstergelerindendir.
Akademik bağlamda, öğrencilerin derslere ilgisini kaybetmesi ve okula gitmeyi reddetmesi gibi davranışlar da radikalleşme sürecinin bir parçası olabilir. Aile dinamiklerinde, artan çatışmalar, evden kaçma ya da çatışma bölgelerine gitme isteği dile getirilebilir. Şiddet yanlısı aşırıcı gruplara açık destek gösterilmesi, şiddeti yüceltme gibi davranışlar ise radikalleşmenin son aşamalarını işaret eder (Nordbruch, 2016; Ragazzi, 2017; Educate, 2024).
Öğrencilerde Radikalleşme sürecinin ““itici”” ve ““çekici”” faktörleri
Radikalleşme süreci, "“itici"” ve "“çekici"” faktörlerin birleşimiyle tetiklenir. İtici faktörler, marjinalleşme, sosyal adaletsizlik ve kişisel şikayetler gibi hislerle öğrencilerin aşırı ideolojilere yönelmesine neden olurken, çekici faktörler ise güçlü sosyal ağların cazibesi, propaganda ve radikal hareketlerin sunduğu heyecan veya maddi ödüller gibi unsurlarla ilgilidir. Bu faktörlerin doğru şekilde tanınması, risk altındaki gençleri tespit etmek ve önleyici tedbirler almak açısından kritik önemdedir (Vergani vd., 2018).
Kişisel düzeyde, ruhsal sağlık sorunları, travma, aşırı internet kullanımı, olumlu rol modellerinin eksikliği, kimlik mücadelesi, kendini dışlanmış hissetme gibi faktörler radikalleşme riskini artırabilir. Bu bireyler, kendilerini önemsiz hissettiklerinde radikal gruplara yönelme eğilimindedirler. İtici faktörler arasında ise aidiyet ve anlam arayışı, adaletsizlik duyguları, eşitsizlik ve ötekileştirilme gibi hisler ön plandadır. Bu tür duygular, bireyleri aşırı ideolojilere itebilir. Çekici faktörler ise doyurucu sosyal ağlar, propaganda, adaletsizlikleri düzeltme planları ve maddi veya manevi ödüller sunarak bireyleri radikal gruplara çeker.
Radikalleşmeyi Önlemede Zorluklar
Radikalleşmeyle etkili bir şekilde mücadele edebilmek için okullar, yalnızca müfredat değişikliklerinin ötesine geçen bütüncül bir yaklaşım benimsemelidir. Bu, öğrenci kitlesinin çeşitliliğini yansıtan ve okul yönetimine katılımı teşvik eden kapsayıcı bir ortamın oluşturulmasını içerir. Bu tür bir katılım, öğrencilerin kendilerini değerli hissetmelerini sağlayabilir ve onları radikalleşmeye götürebilecek yabancılaşma duygularını da azaltabilir (Gereluk, 2013; Nordbruch, 2016).
Liselerde radikalleşmeyi önlemeye yönelik programların uygulanmasında çeşitli zorluklar bulunmaktadır. Öncelikle, kaynak tahsisi ve kapasite geliştirme konusunda eksiklikler yaşanmaktadır. Birincil, ikincil ve üçüncül düzeyde önleme faaliyetleri için yeterli kaynak sağlanamaması, bu programların etkinliğini sınırlandırmaktadır. Toplum liderleri ve gönüllülerin işbirliği ile yerel kapasite geliştirilmesi, bu sorunun çözümüne katkı sağlayabilir (Erdemandi vd., 2024).
Bir diğer önemli zorluk, marjinalleşmiş ve dışlanmış hisseden öğrencilerin ihtiyaçlarını anlamak ve bu ihtiyaçlara yönelik programlar geliştirmektir. Araştırmalar, sosyal uyum eksikliği yaşayan gençlerin radikal ideolojilere daha yatkın olduğunu göstermektedir. Bu nedenle, öğrencilerin özgün ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak tasarlanan programlar kritik öneme sahiptir (Eldor vd., 2022).
Programların uygulanmasında sadece iyi tasarım yeterli değildir,; aynı zamanda uygulama sürecine odaklanılmalıdır. Uygulama bilimi, programların sürdürülebilirliğini sağlamada önemli bir rol oynamaktadır (Patfield vd., 2023). Ayrıca, başarılı bir uygulama için eğitimciler, toplum liderleri ve hükümet organları arasındaki iş birliği güçlendirilmelidir a. Ancak bu iş birliği, paydaşlar arasındaki farklı öncelik ve beklentilerden dolayı engellenebilir. Bu nedenle, programlarda net tanımlar ve beklentiler belirlenmelidir (Clutterbuck, 2015).
Son olarak, sürekli değerlendirme ve uyum sağlama mekanizmaları, programların zaman içinde etkinliğini artırmak için gereklidir. Öğrenci ve topluluk ihtiyaçlarının değişimine göre programların güncellenmesi, radikalleşmeye karşı daha duyarlı bir yaklaşıma olanak tanıyacaktır (Mojtahedzadeh vd., 2024).
Okul Ortamlarında Dışlanma ve Ötekileştirme
Sosyal dışlanma ve yabancılaşma, özellikle Z Kuşağı'’nda radikalleşme süreçlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Sosyal medyanın etkisiyle gençler sanal ilişkiler kurmakta , ancak yüz yüze etkileşimlerde zorluk yaşamaktadır. Bu durum, sosyal dışlanma hissini artırarak gençlerin radikal ideolojilere yönelmesine zemin hazırlamaktadır. Sosyal bağların zayıflaması ve aidiyet duygusunun kaybı, radikal grupların sunduğu aidiyet duygusuna yönelmeyi teşvik eder görünmektedir (Yaşa, 2021; Demir, 2018). Bu tür gruplar, gençlere bir aidiyet duygusu sunarak dışlanmışlık hissini telafi eder. Araştırmalar, ergenlerin yetişkinlere göre radikal siyasal eylemleri daha fazla onayladığını ve aşırılıkçıların ortalama yaşının düşük olduğunu göstermektedir (Watts, 1999). Avrupa Komisyonu, bu nedenle radikalleşme önleme çabalarının ergenlere odaklanması gerektiğini vurgulamıştır (European Comm., 2016).
Aidiyet ihtiyaçları karşılanmayan bireyler, saldırgan davranışlar sergileme eğiliminde olabilir. Sosyal olarak izole olan bireylerin, özellikle yalnız teröristlerin, bu izole durumlarıyla orantısız bir şekilde şiddet eylemlerine başvurduğu görülmüştür. Sosyal ilişkilerde yaşanan hayal kırıklıkları, siyasi amaçlar doğrultusunda şiddeti artırabilir. Aynı zamanda, bireylerin kesinlik ve anlam arayışı içinde olduklarında daha radikal ve aşırı eylemleri destekleme olasılıkları yükselir (Miklikowska vd., 2023).
Ergenlik, kimlik gelişimi ve aidiyet arayışı açısından kritik bir dönemdir. Bu dönemde gençler, akranlarının etkisine daha açıktır ve sosyal reddedilme karşısında duygusal olarak daha savunmasızdır. Ergenlerin bir amaç ve sosyal kimlik arayışı, onları radikal dünya görüşlerine daha yatkın hale getirebilir. Bu aidiyet eksikliği, radikal grupların sunduğu alternatif aidiyet arayışına zemin hazırlar. Özellikle akran gruplarıyla yeterli sosyal bağlar kuramayan gençler, yalnızlık ve ötekileştirilme duygularıyla radikal ideolojilere karşı savunmasız hale gelir (Yaşa, 2021). Dahası, sosyal kimlik ihtiyaçları üzerine yapılan çalışmalar, insanların kendi gruplarının adil bir şekilde muamele görmediğini hissettiklerinde, siyasi şiddeti destekleme olasılıklarının daha yüksek olduğunu göstermektedir (Güngör, 2024; Piazza, 2011). Sosyal reddedilme ve kimlik krizi yaşayan gençler, kendilerini güçlü bir şekilde bir inanç ya da amaç sistemine adama eğilimi gösterebilir (Erikson, 1968; Kroger, 2004; Silvers vd., 2012).
Ekonomik sıkıntılar yaşayan gençler, toplumsal adaletsizlikler karşısında radikal ideolojilere daha açık hale gelir. Radikal gruplar, bu gençlerin ekonomik sorunlarını ideolojik araçlarla manipüle ederek onları çekmeye çalışır. Sosyal medya, bu süreçte radikal içeriklere erişimi kolaylaştırarak, gençlerin radikal gruplarla etkileşime girmesini hızlandırmaktadır (Demir, 2018).
Siyasi ayrımcılık ve adaletsizlik deneyimleri, gençlerin topluma olan güvenini zayıflatır ve radikal ideolojilere yönelmelerine neden olur. Siyasi ve toplumsal dışlanma, gençlerin sistemin dışında bir kimlik ve çözüm aramasına yol açar, bu da radikalleşme riskini artırır (Miklikowska vd., 2023).
Akran Gruplarının Liselerde Radikalleşmeye Etkisi
Liselerde akran grupları, gençlerin tutum ve davranışlarını şekillendirmede güçlü bir etkiye sahiptir. Özellikle ergenlik dönemi, bireylerin sosyal kimliklerini ve aidiyet duygularını geliştirmeye çalıştıkları kritik bir dönemdir. Bu süreçte, gençler akran gruplarını birer referans olarak alır ve bu gruplar, onların kimlik oluşumunda önemli bir rol oynar (Steinberg ve Monahan, 2007). Bu bağlamda, araştırmalar, öğrencilerin akademik çabalarının sıklıkla akran gruplarındaki hakim tutumlarla örtüştüğünü, bunun da akademik performansı ya motive edebileceğini ya da engelleyebileceğini göstermektedir. Olumlu akran etkileşimleri, aidiyet duygusunu, özgüveni ve temel kişilerarası becerileri geliştirmeyle ilişkilidir. Buna karşılık, olumsuz akran dinamikleri, örneğin zorbalık veya dışlanma, yalnızlık ve duygusal sorunları şiddetlendirebilir (Winstone vd., 2021; Peer, 2024).
Akran baskısı, gençlerin grup normlarına uyum sağlama baskısı hissetmesine neden olabilir. Akran gruplarının normları olumlu veya olumsuz olabilir; bu normlar, akademik başarıya yönlendirebileceği gibi, gençleri riskli davranışlara ve radikal düşüncelere de itebilir. Sosyal dışlanma ya da akran zorbalığı gibi olumsuz deneyimler, gençlerin aidiyet ihtiyacını karşılayamadıkları durumlarda, onları radikal gruplara yönelme eğilimine sokabilir (Miklikowska vd., 2023). Akran zorbalığına maruz kalan gençler, bu tür olumsuz deneyimlerle başa çıkmak için aşırı görüşleri benimseyen bir grubun parçası haline gelerek kendilerini daha güçlü ve kabul görmüş hissedebilirler.
Ayrıca, sosyal medya platformlarının etkisiyle çevrim içi ortamlarda da akran etkisi önemli bir rol oynar. Gençler, çevrim dışı yaşamlarında bulamadıkları destekleyici sosyal ağları çevrim içi radikal gruplar arasında bulabilirler. Bu durum, sosyal dışlanma ve yalnızlık hissi yaşayan gençlerin radikal gruplar içinde aidiyet arayışına yönelmelerine neden olabilir. Sosyal medya, radikal düşüncelerin hızla yayılmasına ve akran grupları aracılığıyla bu düşüncelerin norm haline gelmesine zemin hazırlayabilir (Eldor vd., 2022).
Grup yanlılığı da gençlerin radikalleşme sürecinde önemli bir faktördür. Akran grupları içinde, ortak inanç ve değerler etrafında birleşen bireyler, dış gruplara karşı düşmanca tutum geliştirebilirler. Bu grup yanlılığı, bireylerin kendi grup normlarına sıkı sıkıya bağlı kalmalarına ve radikal ideolojilere yönelmelerine neden olabilir (Jensen vd., 2020). Akran gruplarında radikal ideolojilerin yayılması, gençler arasında bu ideolojilerin benimsenmesini hızlandırabilir ve böylece radikalleşme süreci derinleşebilir.
Sonuç olarak, akran gruplarının liselerde radikalleşme üzerindeki etkisi, gençlerin kimlik arayışları ve aidiyet duygularının şekillendiği bu dönemde kritik bir rol oynar. Akran etkisinin olumlu ya da olumsuz sonuçları, öğrencilerin sosyal çevrelerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Okullardaki olumlu akran etkisinin teşvik edilmesi, radikalleşme riskini azaltmada önemli bir strateji olarak değerlendirilmelidir (Winstone vd., 2021; Knott-Lee, 2017).
Öğretmenlerin Rolleri
Okullarda radikalleşmeyi önlemede öğretmenlerin rolü son derece kritiktir. Öğretmenlerin, öğrencilerde radikalleşme belirtilerini tespit edebilmesi ve endişelerini rapor edebilmesi için net prosedürler ve destek ağlarına ihtiyaç vardır. Bu süreçte zihinsel sağlık profesyonelleri ve kolluk kuvvetleriyle iş birliği yapılması, eğitimcilerin bu sorunlarla yalnız başa çıkmalarını önler (Ragazzi, 2017; Nordbruch, 2016).
Öğretmenler ayrıca, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeli ve onları aşırılıkçı anlatılara karşı sorgulayıcı bir tutum benimsemeye teşvik etmelidir. Eleştirel düşünme becerilerinin kazandırılması, öğrencilerin radikal ideolojilere karşı daha dirençli olmasını sağlar (Knott-Lee, 2017; Sabic, 2021). Bunun yanı sıra, öğretmenler öğrencilerin sosyal ya da siyasi şikayetlerinden kaynaklanan duygusal ihtiyaçları tanımalı ve bu ihtiyaçlara yanıt verebilmelidir. Bu tür duyguların erken fark edilmesi, radikalleşmenin önlenmesinde önemli bir adımdır (Eldor vd., 2022).
Destekleyici bir öğretmen varlığı, öğrencilerin toplumsal ve politik sorunlarla ilgili hayal kırıklıklarını ifade etmeleri için güvenli bir ortam sağlar. Böylece, öğrenciler kendilerini daha az izole hisseder ve radikal etkilerden korunmaları sağlanır (Knott-Lee, 2017) a. Ancak, öğretmenler bu süreçte kutuplaşma ve dinî dini aşırıcılık gibi zorluklarla karşılaşabilir. Bu nedenle, radikalleşme belirtilerini tanıma ve önleme konusunda daha fazla eğitime ve kaynağa ihtiyaç duyulmaktadır (Nordbruch, 2016).
Kurumsal Örnekler
Radikalleşmeyi önlemek amacıyla farklı ülkelerde çeşitli programlar uygulanmaktadır. İsveç'’te, "“Çıkış"” programı, radikal gruplardan ayrılmak isteyen bireylere eğitim, istihdam ve psikolojik destek sunarak sosyal entegrasyon sağlamayı amaçlar. Birleşik Krallık'’ta ise "“Prevent"” programı, radikalleşmeyi önlemek için toplulukları bilinçlendirmeyi ve potansiyel radikalleşme belirtilerini erken tespit ederek müdahale etmeyi hedefler. Almanya'’da "“Hayat"” programı, gençlerin sosyal entegrasyonunu artırmaya yönelik destek sunarken, radikal ideolojilere karşı alternatif bakış açıları geliştirmeye odaklanır. Fransa'’da ise radikalleşmeyi önleme stratejileri, hoşgörü ve eleştirel düşünme becerilerini geliştirmeye yönelik eğitim sistemine entegre edilmiş olup, topluluklara bilgilendirme çalışmaları yapılmaktadır (Çakır vd., 2017).
Türkiye’’de Kurumlar ve Önleme Çabaları
ANKA Çocuk Destek Programı, suça sürüklenen veya sosyal tehditlerle karşı karşıya kalan çocuklara yönelik psikososyal destek sunmayı amaçlasa da, bu tür programların uzun vadeli etkileri üzerinde durulması gerekmektedir. Suç ve sosyal dışlanma riski altındaki çocukların topluma kazandırılması hedefi önemli olmakla birlikte, bu tür girişimlerin sosyoekonomik koşulları iyileştirme kapasitesi sınırlıdır. Psikososyal destek, çocukların bireysel sorunlarına çözüm sunarken, toplumsal düzeyde daha köklü değişimlere ihtiyaç duyulmaktadır (Aile Bakanlığı, 2014).
Sosyal İçerme Eğitim Programı, dezavantajlı grupların sosyal hayata entegrasyonunu hedeflerken, yapısal eşitsizlikler gibi temel sorunlara yönelik yeterli çözüm sunamamaktadır. Eğitim, sağlık ve istihdam gibi alanlarda fırsat eşitliği yaratmak amacıyla uygulanan bu tür programlar, çoğu zaman kısa vadeli çözümler sunar. Dezavantajlı grupların topluma tam anlamıyla entegre olabilmesi için sistematik değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca, sosyal içerme politikalarının sürdürülebilirliği ve etkinliği konusunda daha fazla eleştirel incelemeye gereksinim vardır (Arka-İrez, 2021).
Milli Eğitim Bakanlığı’’nın eleştirel düşünme ve medya okuryazarlığına yönelik programları, öğrencilerin manipülatif bilgilere karşı direnç kazanmalarını hedefler a. Ancak bu programların radikal ideolojilere karşı gerçekten etkili olup olmadığı tartışmalıdır. Eleştirel düşünme becerileri ve değerler eğitimi gibi girişimlerin, eğitim sistemindeki uygulama pratikleri göz önüne alındığında, öğrencilere ne kadar etkili bir şekilde kazandırıldığı belirsizdir. Demokratik değerlerin yalnızca müfredata eklenmesi yeterli olmayıp, okullarda bu değerlerin aktif bir şekilde nasıl yaşatılacağı sorusu önem kazanmaktadır.
Güvenlik güçleriyle yapılan iş birlikleri ise, radikalleşme belirtilerini erken tespit etmeyi amaçlasa da, bu yaklaşımlar öğrencilerin özgürce kendilerini ifade edebilecekleri güvenli bir ortam yaratma konusunda sorgulanmalıdır. Güvenlik odaklı yaklaşımlar, eğitim ortamında öğrencilerde daha fazla stres ve kaygı yaratabilir, bu da radikalleşme riskini daha da artırabilir.
Son olarak, okullarda sunulan psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetleri, öğrencilerin duygusal ve sosyal sorunlarını çözmelerine yardımcı olsa da, bu hizmetlerin erişilebilirliği ve kapsamı sınırlıdır. Radikalleşmeyi önlemeye yönelik bu tür hizmetlerin daha geniş çapta uygulanması ve okullarda daha fazla destek sunulması gerekmektedir (Ünver, 2022).
Sonuç
Radikalleşme, gençler arasında sosyal, ekonomik ve psikolojik faktörlerin bir araya geldiği karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte, kimlik arayışındaki gençler, sosyal dışlanma, ekonomik eşitsizlik ve toplumsal adaletsizlik gibi itici faktörler tarafından aşırıcı ideolojilere yönelmektedir. Özellikle sosyal medya ve dijital platformlar aracılığıyla yayılan radikal ideolojiler, gençlerin bu tür gruplara katılımını hızlandırmaktadır (Güngör, 2024). Okullar, radikalleşmenin önlenmesinde kilit bir role sahip olup, gençlerin eleştirel düşünme becerilerini geliştiren, hoşgörü ve sivil değerleri teşvik eden eğitim programları sunarak aşırı ideolojilere karşı direnci artırabilir (Quebec, 2024).
Öğretmenlerin bu süreçte eğitimi ve rehberlik hizmetlerinin güçlendirilmesi, radikalleşmenin erken tespit edilmesine olanak sağlayacaktır (College, 2024). Ayrıca, okullarda yaratılacak kapsayıcı ve güvenli bir atmosfer, gençlerin kendilerini ifade edebilecekleri bir alan sunarak, radikal gruplara yönelme riskini azaltacaktır (Çakır et al., 2017). Radikalleşmenin erken belirtilerinin fark edilmesi ve müdahale edilmesi, uzun vadede toplumsal güvenlik ve sosyal uyumun korunması açısından kritik bir öneme sahiptir. Öğrencilerin duygusal ve sosyal sorunlarıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak için rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri sunulmalıdır. Ayrıca, radikalleşme belirtileri gösteren öğrencilerin erken tespit edilmesi ve uygun müdahalelerde bulunulması için rehberlik servisleri aktif rol almalıdır.
Türkiye’’de ilgili kurumların bu konuda ciddi hazırlıklarının olmadığı, sorunun önemini fark edemedikleri düşünülmektedir. Bu da mücadeleyi daha zorlu hale getirmekte ve sorunu büyütme eğilimi taşımaktadır. Bu durumda liselerde radikalleşmeyi önlemek büyük oranda öğretmenlere ve onlarla yakın ilişki kuran samimi idarecilere kalmaktadır. Oysa sorun basit değildir, sosyolojik anlamda ulusal tehditler içeren bir konudur. Bununla mücadelede bireysel müdahalelerden ziyade kamu gücünün kurumsal desteği ve işleyişi her zaman daha etkili sonuçlar doğurmaktadır. Kaldı ki liselerde sadece samimi telkin ve ilişkiyle sorunu çözme süresi bitmiştir. Okullardaki çeteleşmeler, intihar teşebbüsleri, akran zorbalıkları, aşırı sağ grupların örgütlenme pratikleri ve bölücü grupların faaliyetlerinin çok ciddi boyutlarda olduğu açık kaynaklardan rahatlıkla anlaşılmaktadır.
Radikalleşme süreçlerini tespit etmenin tek bir yolu olmasa da şeffaf yapılar ve net prosedürler oluşturmak kritik öneme sahiptir. Her eğitim kurumunda, radikalleşme vakalarını nasıl değerlendireceklerini, kimlerin sorumlu olduğunu, kime ve nasıl bildirim yapacaklarını belirleyen prosedürler olmalıdır. Bu prosedürler, ülkelere, eğitim düzeylerine ve yaş gruplarına göre değişiklik gösterebilir, ancak öğretmenlerin bu süreçleri takip edebilmeleri için eğitilmeleri gerekir. Ayrıca, öğretmenlerin yeterli danışmanlık ve psikolojik destek sunabilmesi için etkili destek sistemleri kurulmalıdır. Okullar, radikalleşme vakalarından kaçınmak için genellikle eyleme geçmekten çekinmekte, bu nedenle vakalar ortaya çıkmadan önce net prosedürlerin belirlenmesi teşvik edilmelidir.
_______________________________________________________________________________________________
Kaynakça
Chen, X. (1997). Students’’ peer groups in high school: The pattern and relationship to educational outcomes. National Center for Education Statistics. https://nces.ed.gov/pubs97/97055.pdf
College, (2024). ““Understanding the Prevent Duty: A Guide for Teachers and Carers”” https://online-learning-college.com/knowledge-hub/education/understanding-the-prevent-duty-a-guide-for-teachers-and-carers/
Çakır, M. F., Aslan, Ö., Kıyıcı, H., İlbay Söylemez, H., Öztürk, M., & Şahin, Y. (2017). Radikalleşme, şiddet içeren aşırılık ve terörizm. Polis Akademisi Yayınları.
Demir, H. (2018). ““Suriyeli Göçmenlerde Radikalleşme: Riskler ve Fırsatlar””. https://www.tepav.org.tr/tr/blog/s/6253/Suriyeli%2BGocmenlerde%2BRadikallesme_%2BRiskler%2Bve%2BFirsatlar
Demmrich, S., & Hanel, P. H. P. (2024). The relative role of religiosity in radicalization: How orthodox and fundamentalist religiosity are linked to violence acceptance. Frontiers in Social Psychology, 2. https://doi.org/10.3389/frsps.2024.1406688
Educate, (2024). ““Radicalisation and Extremism”” https://www.educateagainsthate.com/radicalisation-and-extremism/
Eldor DS, Lindholm K, Chavez MH, Vassanyi S, Badiane MOI, Yaldizli K, Frøysa P, Haugestad CAP and Kunst JR (2022) Resilience against radicalization and extremism in schools: Development of a psychometric scale. Front. Psychol. 13:980180. doi: 10.3389/fpsyg.2022.980180
Erdemandi, M., Savoia, E., & Williams, M. J. (2024). Assessing the effectiveness of programs to prevent and counter violent extremism. NIJ Journal, 285. https://nij.ojp.gov/topics/articles/assessing-effectiveness-programs-prevent-and-counter-violent-extremism
Erikson E. H. (1968). Identity: Youth and crisis. W.W. Norton
European Commission. (2016). Supporting the prevention of radicalization leading to violent extremism. https://ec.europa.eu/transparency/regdoc/rep/1/2016/EN/COM-2016-379-F1-EN-MAIN-PART-1.PDF
Gereluk, D. (2023), A Whole-School Approach to Address Youth Radicalization. Educ Theory, 73: 434-451. https://doi.org/10.1111/edth.12581
Güngör, Ö. (2024). ““Z Kuşağı Niçin ve Nasıl Radikalleşiyor: Arda K. Örneği”” https://urad.org.tr/radikal-aglar/z-kusagi-nicin-ve-nasil-radikallesiyor-arda-k-ornegi
Gürdoğan Bayır, Ö. (2019). Dezavantajlı gruptaki çocuklarla eğitim süreci: Sınıf öğretmeni adaylarının görüşleri. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 20(Özel Sayı), sayfa aralığı. https://doi.org/10.17494/ogusbd.1
Kaya, A. (2020). Aşırıcılık ve radikalleşme: Farkı yaratan nedir? İstanbul Bilgi Üniversitesi, ERC AdG Prime Youth 785934 — ISLAM-OPHOB-ISM.
Knott, K., & Lee, B. (2017, November 22). Ideological transmission: Peers, education, and prisons. CREST. https://crestresearch.ac.uk/resources/peers-education-prisons/
Kroger J. (2004). Identity in adolescence. Routledge. 10.4324/9780203346860
Miklikowska M, Jasko K, Kudrnac A. The Making of a Radical: The Role of Peer Harassment in Youth Political Radicalism. Pers Soc Psychol Bull. 2023 Mar;49(3):477-492. doi: 10.1177/01461672211070420.
Mojtahedzadeh, R., Toulabi, T., & Mohammadi, A. (2024). The design, implementation, and evaluation of a blended (in-person and virtual) clinical competency examination for final-year nursing students. BMC Medical Education, 24(936). https://doi.org/10.1186/s12909-024-05935-9
Nordbruch, G. (2016). The role of education in preventing radicalisation (RAN Issue Paper). Radicalisation Awareness Network. Retrieved from https://ec.europa.eu/home-affairs/sites/homeaffairs/files/what-we-do/networks/radicalisation_awareness_network/docs/manifesto-for-education-empowering-educators-and-schools_en.pdf
Patfield, S., Gore, J., & Harris, J. (2023). Shifting the focus of research on effective professional development: Insights from a case study of implementation. Journal of Educational Change, 24(2), 345-363. https://doi.org/10.1007/s10833-023-09460-9
Peer, (2024). ““Peer Relationships”” https://psychology.iresearchnet.com/school-psychology/peer-relationships/#google_vignette
Piazza J. A. (2011). Poverty, minority economic discrimination, and domestic terrorism. Journal of Peace Research, 48(3), 339–353. 10.1177/0022343310397404
Quebec, (2024). ““Preventing Radicalization Leading to Violence in Schools”” https://www.education.gouv.qc.ca/en/contenus-communs/teachers/preventing-radicalization-leading-to-violence-in-schools
Sabic-El-Rayess, A. (2021, March 4). The scary truth about student radicalization: It can happen here. Education Week. https://www.edweek.org/leadership/opinion-the-scary-truth-about-student-radicalization-it-can-happen-here/2021/03
Silvers J. A., McRae K., Gabrieli J. D., Gross J. J., Remy K. A., Ochsner K. N. (2012). Age-related differences in emotional reactivity, regulation, and rejection sensitivity in adolescence. Emotion, 12(6), 1235–1247. 10.1037/a0028297
Steinberg L., Monahan K. C. (2007). Age differences in resistance to peer influence. Developmental Psychology, 43(6), 1531–1543. 10.1037/0012-1649.43.6.1531
T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı. (2014). Anka çocuk destek programı. T.C. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Yayınları.
Ünver, G. (2022). Okula devamsızlık ve okul terki nedenleri: Bir meta-sentez incelemesi (Yüksek lisans tezi). İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü
Vergani, M., Ilbahar, E., Barton, G., & Iqbal, M. (2018). The 3 Ps of radicalisation: Push, pull and personal. A systematic scoping review of the scientific evidence about radicalisation into violent extremism. Studies in Conflict and Terrorism, 43(10). https://doi.org/10.1080/1057610X.2018.1505686
Watts M. W. (1999). Are there typical age curves in political behavior ? The ““age invariance”” hypothesis and political socialization. Political Psychology, 20(3), 477–499. 10.1111/0162-895X.00153
Yaşa, G. (2021). Dinî motivasyonlu radikalleşmenin özellikleri: Nedenler ve süreç. Güvenlik Stratejileri Dergisi, 17(40), 795-824. https://doi.org/10.17752/guvenlikstrtj.1029859
Prof. Dr.
Prof. Dr. Özcan Güngör, 1977 yılında Çorum’da doğmuştur. 2001 yılında Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nden mezun olmuştur. Sırasıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’nın değişik birimlerinde ve ABD’de çalışmış, Atatürk Üniversitesi’nde öğretim üyeliği yapmış ve halen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi'nde görev yapma... [Profili gör]
Hilmi Demir
27/12/2024
Latife Sümeyye Uslu Cönger
25/12/2024
Özcan Güngör
02/12/2024
Hilmi Demir
01/12/2024
Hilmi Demir
08/11/2024